Pazaralcili.tr.gg
  Atmaca
 

"Danaburnu" toprağın altında yaşayan, delik kazarak hareket eden küçük bir böcektir. Deliğine su dökerseniz boğulmamak için dışarıya çıkar. İşte öncelikle bu böceği yakalamanız gerekmektedir. Başka türlü atmaca yakalayamazsınız.

Danaburnu'nu yakaladınız mı, işin önemli bir kısmını hallettiniz demektir. Çünkü artık elinizde Ğaço ve Karakaş denen kuşları yakalamak için bir malzeme vardır. Bir de kapanınız varsa, danaburnu böceğini onun içine koyup bekleyerek bu kuşları yakalayabilirsiniz.

 

   

Ğaço yahut Atmaca kuşu

Diyelim ki, kuşu da yakaladınız. Elbette önemli bir aşamayı başardınız. Fakat bu kuşu iyi bir şekilde yetiştirmeniz gerekiyor. İnsandan kaçmayacak ama iyi oynayacak bir kuş, atmaca tutmada çok önemlidir.

İyi bir kuşunuz var, atmaca tutmak için ağınız da var ise daha ne bekliyorsunuz. Kuşun gözlerine karayemiş çekirdeğinin yarısını yapıştırarak (sonra kuşa zarar vermeden çıkarmak üzere), yem yiyebilmesi için sadece ayaklarına yakın bölgeyi görmesinin sağlarsınız. Gözünün kapalı olması atmacayı görerek kaçmaya çalışmasını ve bağırmasını önlemek içindir. Kuşu bu şekilde ava hazır hale getirirsiniz.

 

 
 
Kuş hazır, ağ hazır, geriye iyi bir havada yüksek bir tepeye, atmaca geçidi olan bir tepeye çıkmak kalıyor. Çıkarsınız ve atmacacılar tarafından önceden hazırlanan ağ kurma yerine gidersiniz. Burada sizin görünmeyeceğiniz bir örtünün yanında ağ kurmak için uygun bir yer hazırdır. Ağınızı kurar ve kuşu ağın arkasında, değneğinin üzerinde bırakarak gökyüzünü kollar, atmaca geçip geçmediğini gözlersiniz.
 
Atmaca olduğunu düşündüğünüz bir kuş görünce, ğaço kuşunun değneğini elinize alır ve atmacayı görmeyen kuşu, değneğini hafifçe çevirerek oynatırsınız. Atmacanın kuşu görerek ağınıza gelmesini temin için kuşunuzu bazen hafifçe uçurursunuz. Sonuçta atmacanın dikkatini çekmeyi başarırsanız, ağınızın arkasındaki ğaço veya karakaş kuşunu almak üzere tuzağınıza gelmesini sağlarsınız. Bu esnada atmaca ne kadar yaklaşırsa yaklaşsın yem durumundaki kuş onu görmediği için, sizin önceden öğrettiğiniz oyunları yapmaya devam eder. Bu ise atmacanın iştahını iyice kabartır ve büyük bir hızla ağa saplanmasına yol açar.

 

 

Atmaca ağa vurduğunda, atmaca bekleyen kişi ğaço kuşunu derhal yere atarak ağı atmacanın üzerine kapaklar. Hafif bir gecikme veya dikkatsizlik, yem olarak kullanılan ğaço-karakaş kuşunun atmaca tarafından öldürülmesi ile sonuçlanır. Atmacacılar bunu istemezler, çünkü iyi bir kuşla daha çok atmaca beklenir ve tutulur, bu yüzden onu kolayca harcamak akıllıca olmaz.

Ağın altında kapaklanan atmaca yakalanarak önce bir mendille bağlanır. Sonra ayaklarına ona zarar vermeyecek özel meşin bağlar ve ip bağlanarak insana alışma sı ve yemeye başlaması sağlanır. İnsana alıştıkça, atmacacı onu koluna almaya başlar, önce pençelerini batırmaması için meşin bir kolluk kullanılır. Daha sonra insana alışan bir atmaca için buna gerek kalmaz.

 

Atmacayı da yetiştirdikten sonra geriye onunla bıldırcın avlamak kalır. Avcı atmacayı bir eline alır, ya bir köpekle veya diğer elindeki değnekle bıldırcınları ürküterek kaldırır. Bıldırcın yerden kalkar kalkmaz atmacayı da peşine doğru bırakır. Bıldırcını yakalayan atmaca en yakın bir yere iner ve sahibi giderek ipinden atmacasını yakalar ve elinden bıldırcını alır. Atmaca, teşvik maksadıyla bazen bıldırcının kafası ile vs. ödüllendirilir.

Normal şartlarda iyi bir atmaca bıldırcını yakalar, fakat bunun tersi de olur. Atmaca bıldırcını yakalayamazsa genelde yakındaki bir ağaca konar. Sahibi giderek ona kuş, et vs atmak suretiyle yere inmesini sağlamaya ve onu yakalamaya çalışır. Atmaca bu şekilde bir daldan öbür dala konarak uzaklaşırsa sahibi de peşinden gider ve çoğunlukla onu yakalar. Ancak gökyüzüne yönelerek döne döne çıkarsa işte o zaman atmaca gitti demektir.

 

 
Atmacanın iyisi, pençesi kuvvetli, avdan bıkmayan ve avının peşini bırakmayan, dolayısıyla her defasında bıldırcını yakalayan atmacadır. Tüylerinin rengine göre ve tipine göre çeşitli isimler alırlar. Mesela; en iyi atmacanın "bozkara" olduğu varsayılır. "Kara", "kızıl", "sarı",gibi türlere ayrıldıkları kabul edilir. Açıksarı, bozkızıl vb. gibi tanımlanırlar. Bir atmacanın hangi türden olduğunun tartışılması en önemli atmacacı muhabbetlerinden biridir.

Atmaca Şiiri

Atmacaya gittim bir Pazar günü
Bu Pazar bizlerin sanki düğünü
Hararet içimde aldım güğümü
Bu heves dil ile denmez Atmaca.

Tepeler, ormanlar bizlere ırak
Heves bu giderken olmaz dur durak
Devam der kulakta sanki çıngırak
Gönül bu yaradan, onmaz Atmaca.

Bu sevgi hem heves hem de bir sanat
Görse eğer havada süzgün bir kanat
Düğünden gerdekten kaçarda damat
Düşer yollarına, zalim Atmaca.

Bütün bunlar tepeye çıkarken olur
Nelerle çıkarsın ortalık kurur
Atmacalar gelmez yürekler vurur
Gelsen ne olurdu, hain Atmaca.

Sürüyle yollanır Doğan süzülür
Atmaca arayan gözler büzülür
Görmeyince deli gönül üzülür
Hasretlik çektirme, tez gel Atmaca.

Güneşte gölgesi düşer toprağa
Oynatırsın kuşu gelirken ağa
Yürek benzer titreyen bir yaprağa
Oh! çok şükür, yakalandın Atmaca

Naralar atılır tepeden, izden
Silahlar patlıyor mermiler bizden
Tuttum atmacayı, kesildim dizden
Hem de açık-kara, güzel Atmaca.

Taktım soykasını oturttum ele
Bir bakın bu nazlı güzele hele
Emsali var diyen tez beri gele
Yoluna kurban ben, senin Atmaca.

Kolumda cıvanım bir başka nazım
Yüreğim bir başka tadıyla hazzın
Var sanki içimde kemençem, sazım
Sevinçten neşemden, doymam ATMACA.

 
  Bugün 2 ziyaretçi (11 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol